Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çamlıca Camii'nde Cuma namazı için gelen cemaatin karşısında Sezen Aksu'nun Şahane Bir Şey Yaşamak şarkısında geçen 'Adem ile Havva' sözlerinden dolayı yaptığı sert çıkıştan geri adım attı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çamlıca Camii'nde yaptığı konuşmada "Hz. Adem efendimize kimsenin dili uzanamaz; o dilleri yer geldiğinde koparmak bizim görevimizdir" açıklamasında hedefinin Sezen Aksu olmadığını söyledi. Erdoğan, "Açıklamamın muhatabı Sezen Aksu değildir. Dilini koparma ifadesini bir kişiye karşı değil bir zihniyete karşı söyledim" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan bu gece NTV canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
“ZANNEDİYORUM Kİ FEVKALADE BİR DURUM OLMADAN 10 BİLEMEDİNİZ 15 GÜN İÇİNDE DOĞALGAZ AKIŞI DEVAM EDECEK”
“İstanbul'a yakışmayacak görüntüler ortaya çıktı. Ne yazık ki daha önceki uygulamaları bile devam ettiremeyen bir yönetim elinde İstanbul. Biz, İstanbul'umuzu kaderine terk edemeyiz. Çalışmaları koordine etmeleri için İçişleri ve Ulaştırma bakanlarımı İstanbul'a gönderdim. İran Cumurbaşkanı ile görüştüm. En kötü şartlarda bir on gün esneme yaparsak atlatırız dedi. Öyle zannediyorum ki fevkalade bir durum olmadan on bilemediniz on beş gün içinde doğalgaz akışı devam edecek.
“KADEMELİ TARİFENİN AMACI ELEKTRİĞİN VERİMLİ KULLANILMASINI TEŞVİK ETMEK”
2021'de vatandaşların elektrik faturalarında yüzde 50, doğal gazda yüzde 75 sübvansiyona gidilmiştir. 2022'de de benzer sübvansiyonlar devam edecek. Aylık 150 kilovatsaat miktarı, günlük 5 kilovaatsaatten hareketle oluşuyor. Kademeli tarifenin amacı elektriğin verimli kullanılmasını teşvik etmek. Uygulama yeni başladı, önümüzdeki günlerde takip edilecek.
“BENİM ÇAMLICA CAMİİ'NDEKİ SÖZLERİMİN MUHATABI SEZEN AKSU DEĞİLDİR”
Benim Çamlıca Camii'ndeki sözlerimin muhatabı Sezen Aksu değildir. Sezen Aksu Türk müziğinin önemli bir ismidir. Diğer taraftan ben ülkenin Cumhurbaşkanı olarak insanımızın hangi inançtan olursa olsun dini değerlerine yani kutsalına laf edilmesine müsaade etmem. Burayı birbirinden ayırmamız lazım.
“DİLİNİ KOPARMA İFADESİNİ BİR KİŞİNİN ŞAHSINA DEĞİL, HAKARETE DÖNÜK BİR TAVIR OLARAK İFADE ETTİM”
İnsanımızın kutsallarına yönelik hassas bir duruşum var. Bunu da herkes bilir. Dilini koparma ifadesini bir kişinin şahsına değil, kutsallarına karşı hakarete dönük bir tavır olarak ifade ettim.
“SİYASETTE ELBETTE ELEŞTİRİ OLUR. ANCAK BU TEMİZ BİR DİLLE OLMALIDIR”
Buradaki hakaret her şeyden önce şahsımla ilgili değil, temsil ettiğim makama yöneliktir. Devletin, devleti yöneten Cumhurbaşkanının ve Cumhurbaşkanlığı makamının hedef alınması söz konusu. Biz Cumhurbaşkanlığı makamının ve millet iradesinin izzetini korumakla yükümlüyüz. Bulunduğum makam bunu gerektiriyor. Hukuk neyi gerektiriyorsa, sonucu ne olursa olsun burada gereği yapılacaktır. Siyasette elbette eleştiri olur. Ancak bu temiz bir dille olmalıdır.
“CUMHURBAŞKANLARINA HAKARET ETMEK HER ÜLKEDE SUÇTUR”
Cumhurbaşkanlarına hakaret etmek her ülkede suçtur. Bu suç cezasız kalmayacaktır. Bunun ifade özgürlüğüyle de bir alakası yoktur.
“'CUMHURBAŞKANINA HAKARET MADDESİNİN KALDIRILMASI' TEKLİFİ TAM BİR GARABET”
Milletin evi dediğimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin yönetim merkezine 'ahır' benzetmesi tümüyle bu aziz millete hakarettir, edepsizliktir. CHP'nin, 'Cumhurbaşkanına hakaret maddesinin kaldırılması' teklifi tam bir garabet.
“ÖCALAN'IN DEMİRTAŞ'IN ORADAN VERDİĞİ MESAJLARINDAN RAHATSIZ OLDUĞU ORTADA BİR GERÇEK”
Öcalan'ın bırakılması sözü yalan ibarettir. Onu aslında Abdullah Öcalan'a sormak lazım. Öcalan'ın Demirtaş'ın oradan verdiği mesajlarından rahatsız olduğu ortada bir gerçek. Terör örgütü PKK elebaşını bırakacak tek bir iktidar olur, o da HDP'nin içinde olduğu zillet ittifakı başa gelirse böyle bir şey olabilir.
“İŞÇİLERİMİZİN ÜCRETLERİNDE YÜZDE 28'İ BULAN BİR ARTIŞ SAĞLAMIŞ OLUYORUZ”
Şimdi burada bir müjde de işçilerimizin toplu sözleşmelerde aldıkları zammın üzerine ortaya çıkan enflasyon farkı zaten eklenecektir. Buna memur sözleşmesinde yaptığımız gibi yüzde 2,5'luk bir ilave artış daha ilave ediyoruz. Böylece işçilerimizin ücretlerinde yüzde 28'i bulan bir artış sağlamış oluyoruz.”